Yunanistan ve Uluslararası Terörizm

Devletlerin kuruluş ideolojisi çok önemlidir. Bu ideolojiye göre nesiller yetişir, politikalar tesbit edilir ve uygulanır. Yunan Devletinin kurucu politikacılarından KOLETTİS'in 1844'de kurucu mecliste yaptığı konuşma ile 150 yıl sonra Yunanistan İçişleri Müsteşarının beyanı arasında hiçbir fark yoktur:
"Elenizmin sınırları Kuzey ucundan başlayarak Trakya'yı, Ege'yi kapsar ve Kıbrıs'a kadar uzanır."

9 Aralık 1994 tarihli Agon gazetesinde Yunan İçişleri Müsteşarı KULURİS tarafından verilen bu beyanın devamında PKK terör Örgütü'nün Yunanistan tarafından taşeron olarak kullanılmasının nedeni şöyle açıklanmıştır:
"Başı böylesine büyük dertler içindeyken Türkiye ile boy ölçüşmemiz zor olmaz."

Yunan yöneticileri, yüzlerce masum bebek ve çocuğu katleden, yüzlerce Kürt kadını ve ihtiyarını acımasızca öldüren, Kürt kökenli din adamlarını cami önünde kurşunlatan, Kürt çocuklarını cehaletten kurtulmaları ve topluma yararlı insan olmaları için eğiten onlarca genç öğretmeni, ders verdikleri okulların önünde beyinlerine kurşun sıkarak öldüren, köyleri, okulları yakıp yıkarak yüzlerce insanı göçe zorlayan PKK teröristlerini birer "Kahraman" olarak görmektedir.

Birçok Avrupa ülkesi gerçeklerin farkına varmışsa da Yunanistan, PKK'nın bir terör örgütü değil, "Türkiye'deki Kürt halkının savaşçıları" olduğu propagandasını sürdürmektedir. Yunanistan'ın bu tavrı, devletler arası ilişkilerde olması arzu edilen iyi niyet anlayışının dışındadır. Yunanistan, terör örgütü PKK'ya para, silah ve malzeme sağlayan örgütler kurmuş, bazı Yunanlı generaller ve milletvekilleri, Suriye kontrolündeki Bekaa vadisinde PKK'nın terör eğitim kamplarını ziyaret etmiştir. Bu konudaki haberler, Yunan basınında, fotoğraflarıyla geniş şekilde yer almaktadır.

Yunanistan sadece PKK'lı teröristlerin değil, bütün terör örgütlerinin cirit attıkları bir "terörist cenneti" olmuştur. Avrupa'da güvenliğin sağlanmasına çalışıldığı bir dönemde açıkça görülüyor ki, Yunanistan'ın uluslar arası terörizme bakışında ve bunu Türkiye'ye karşı kullanma politikasında hiçbir değişiklik olmamıştır. 1960 - 1981 yılları, Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı meşhur "Megali Idea (Büyük Hayal)"sı ile harekete geçirdiği terörist girişimler için başlangıç dönemi olmuştur. Karamanlis, özellikle Kıbrıs sorunu ve buna bağlı gelişmeler ile orataya çıkan bu dönem sonrasında başlayan Türkiye'ye yönelik terör eylemlerinin hedefini, "Bugünkü gücümüzle, Türkleri savaşarak yenmemize imkan yok. Mücadelemizi her çareye başvurarak sürdüreceğiz. Türklerin yaralarını kaşıyıp kanatacağız" şeklinde özetlemiştir.

"Düşmanımın düşmanı dostumdur" kuralından hareket eden Atina; ASALA, PKK, DEV-SOL ve diğer Türkiye düşmanı terör örgütleriyle 1975'lerde yakın ilişkilere girmiş ve onlara her türlü desteği sağlamıştır. Yunanistan'ın terörizm konusunda, önceleri ASALA ile başlayan işbirliğine, 1979 sonlarından itibaren PKK Terör Örgütü de katılmıştır. Yunan Milli İstihbarat Örgütü (KYP), Ermeni, Kürt ve aşırı sol terör örgütleriyle yakın ilişkiye girmiş ve bunlara finansman desteği sağlamak amacıyla farklı isimler altında dernekler kurmuştur. KYP, 1980 başlarında Yunan Komünist Partisi (KKE) aracılığıyla Türkiye'ye yönelik saldırılarını birleştirmek için, ASALA ve PKK teröristlerini biraraya getirmiştir. Bugün, Atina'da Yunan yönetiminin çeşitli yollarla kurdurduğu ve Türkiye'ye yönelik terör faaliyetlerinde kullandığı 100'den fazla gizli örgüt, dernek, cemiyet vb. kuruluş bulunmaktadır.

Bu faaliyetlerini yıllardır ısrarla inkar eden Yunanistan, Abdullah Öcalan'ın yakalanması ve sonrasındaki gelişmeler karşısında, gerçekleri dünya kamuoyundan saklayamaz duruma gelmiştir.